Küçük Kara Balık



Kitap kategorisinin bu yazısında, yasaklı bir kitap üzerinde durmak istiyorum. Küçük Kara Balık
Ülkemizde 12 Eylül döneminde yasaklanan, İran’ da ise halen yasaklı olan bir kitap. Yasaklanma sebebini ise belki okuduktan sonra anlayabilirsiniz. 1968 yılında İranlı yazar Samed Behrengi tarafından kaleme alınan kitabın konusu ise şu şekilde:


Küçük bir derede annesiyle yaşayan küçük bir balık varmış. Annesi ve etrafındaki diğer balıklardan farkı ise sürekli denizi düşlemesiymiş. Dışarıda nasıl bir dünya olduğunu, hangi canlıların yaşadığını merak edermiş. Bir gün bu merakını annesine dile getirip, artık buradan ayrılmak istediğini söylemiş. Annesi ve diğer balıklar, dışarıda hiçbir şeyin olmadığını ayrıca buradan ayrılırsa başına kötü şeyler gelebileceğini anlatarak onu vazgeçirmek istemişler. Ancak küçük kara balık çok vurucu şekilde bir cevap vermiş.


Yola düşüp gitmek, başka yerlerde neler olup bittiğini öğrenmek istiyorum. Bu lafları bana birinin öğrettiğini düşünüyorsun ama bilmeni isterim ki çoktandır düşünüyordum ben bunları. Elbette ondan bundan da çok şey öğrendim. Örneğin şunu anladım: Balıkların çoğu yaşlandıkları zaman ömürlerini boşu boşuna geçirdiklerinden yakınırlar. Sürekli sızlanır, lanet okur, her şeyden şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum; gerçekten de yaşamak dediğimiz şey şu bir avuç yerde yaşlanıncaya kadar dolaşıp durmaktan mı ibaret; yoksa dünyada başka şekilde yaşamak da mümkün mü? Siz bu dereden hiç dışarı çıkmıyorsunuz, peki nasıl oluyor da bütün dünyadan söz edebiliyorsunuz?



Küçük kara balık, merakı uğruna çıktığı yolda birçok zorlukla karşılaşır ancak bundan şikayetçi değildir. Çünkü hepsini göze almış ve yaşamanın ne olduğunu anlamak istemiştir.

Tabi bu kitap sadece özgürlük uğruna verilen mücadeleyi anlatmamaktadır. İçerisinde toplumun yozlaşan ahlakına göndermeler bulunmaktadır. Annesine bir salyangozla arkadaş olduğunu anlattığında, “Bir balıkla salyangozun arkadaşlığı duyulmuş şey değil” cevabını alan küçük kara balık, verdiği cevapla kutuplaşmayı yüzümüze çarpıyor; “Ben de balıkla salyangozun düşmanlığını görmedim. Onu siz hallettiniz!”




Kendini çok beğenmiş bir kurbağayla karşılaştığında ise aşağıdaki sözleriyle cahilliği vurguluyor:
Ben sizin bu kadar kendini beğenmiş olduğunuzu düşünmezdim doğrusu. Ama olsun, yine de sizi bağışlıyorum çünkü bu sözlerin hepsi cahillikten, bilmezliktendir. Böylesi bir yaşamı yüz kez de yaşasan, yine de bilgisiz ve yoksun bir kurbağa olarak kalacaksın.


Hayatın ne olduğuna dair mesajları ise şu cümlelerle aktarıyor bizlere: 

Bir nedeni olmadan mutlu olmak da istemiyorum; günün birinde gözlerimi açıp hepiniz gibi yaşlandığımı, ama hâlâ aynı balık olduğumu, ilk başta bildiğimden fazla bir şey bilmediğimi görmek istemiyorum! Her an ölümle yüz yüze kalabilirim. Ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği...

Küçük kara balık, küçük yaşlardan itibaren okunması ve anlatılması gereken bir kitap bana göre. Soru sormanın ve merak etmenin ne kadar önemli olduğunu, başkalarının içi boş dayatmalarına takılıp kalınmamasının altını çiziyor bizlere.

Kitabın yazarı Samed Behrengi’nin de yaşamı küçük kara balığa benzemiş. Sadece 29 yaşında hayata gözlerini yuman yazar, geride birçok hikaye bırakıyor. Ölüm sebebi, İran’daki düzene getirdiği eleştirilerin sonucu bir suikast mı yoksa takdiri ilahi mi olduğunu bilinmiyor. Ancak o, baskıya boyun eğmeyen, özgürlüğü ve kardeşliği benimseyen ve bu uğurda mücadeleden çekinmeyen küçük kara balık gibi ayrılmış aramızdan.


Toplam 60 sayfadan oluşan kitabı bir çırpıda bitireceğinizden ancak içindeki mesajları ve her bir cümlenin alt metninin anlamak için ise tekrar tekrar okuyacağınıza da eminim. Kitabın sonundaki mesaj ise bu hikayeden cesaret almayla alakalı.

Yaşlı balık masalını bitirdi ve on iki bin yavrusuna ve torununa:
      -Artık yatma vakti çocuklar. Gidip yatın bakalım.
      Çocuklar ve torunlar:
      -Büyükanne, minik balığa ne olduğunu söylemedin.
      Yaşlı balık:
      -O da yarın akşama kaldı. Şimdi yatma vakti. İyi geceler. 

On bir bin dokuz yüz doksan dokuz küçük balık “İyi geceler” dileyerek yatmaya gitti. Büyükanne de uykuya daldı. Ama küçük bir kırmızı balık ne yaptı ne ettiyse de uyuyamadı. Sabaha kadar denizi düşündü hep... 



Küçük kara balık, küçük bir kırmızı balığa ilham olmuştu. Artık onun hikayesi başlayacak ve dünyanın daha iyi bir yer olabilmesi için küçük bir kıvılcım daha yanacaktı. Okuyunca size de cesaret vermesi dileğiyle…

İyi okumalar, umarım siz de seveceksiniz. 


10 yorum:

  1. Bu güzel tanıtım için teşekkürler 😊

    YanıtlaSil
  2. Değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  3. Çok severek okumuştum ben de. Sizin de anlattığınız gibi basit bir çocuk kitabı değil asla. Her yaşta farklı şeyler fark ediyor insan :)

    YanıtlaSil
  4. Merhaba. Güzel bir bloğunuz var. İletişim kutusundan attığınız mesajdan sonra keşfettim. Takibe aldım sizi. Biz yalnızca Dertli Dostum bloğunu aktif kullanıyoruz. Blogger desteği için oradan bizi takibe alabilir, paylaşım altında yorum yapan arkadaşların sayfalarını ziyaret ederek takip ve yorumda bulunabilirsiniz. Facebook'ta Büyük Blog Yazarları Birliği grubu var. Oraya da katılabilir, paylaşımlarınızı oradan yapabilirsiniz. Busayede bloğunuz daha hızlı duyulmuş olur. Küçük Kara Balık, önemli bir eser ve Behrengi değerli bir yazar. Çocukken Konuşan Bebek, Ulduz ve Kargalar gibi kitaplarını okumuştum. Ve tabii Küçük Kara Balık'ı da. Teşekkürler paylaşım için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geri dönüşünüz ve yorumunuz için teşekkür ederim. Tavsiyelerinizi dinleyeceğim :)

      Sil
  5. Çok sevdiğim kitaptır, zaman geçtikçe ara ara okurum. Çok güzel bir paylaşım olmuş. :)

    YanıtlaSil
  6. Kitaplığıma her nasılsa minik ellerin bıraktığı ve hiçbir zaman alıp okumadığım kitap bu kadar derinmiymiş aslında ? O zaman okunur , bu paylaşımdan sonra. Teşekkürler !

    YanıtlaSil
  7. Yazarın kitaplar çok güzel zaten. Ben de kütüphanem için aldım pek çoğunu. Çocukların da okumasını isterim çünkü.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.