Ağaç Ev Sohbetleri #02

Ağaç Ev Sohbetlerinin bu haftadaki tartışma konusu İrem Can’ ın fikriyle belirlenmişti. Doğamız giderek tehlike sinyalleri veriyor. Küresel ısınma ve çevre kirliliği en had safhada. Bunlar için geri dönüşüm, sıfır atık, daha az tüketim hatta poşetlerin paralı olması gibi önlemler alınıyor. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Geleceğimiz için daha yaşanılır bir dünyayı nasıl sağlayabiliriz?

İşte bu konuda benim düşüncelerim şu şekilde:

Bana göre küresel ısınma ve çevre kirliliği, maalesef kendi ellerimizle hazırladığımız bir son. Doğaya karşı nankör davrandık. Onun bize büyük bir cömertlikle verdiklerine karşılık biz ona aynı karşılığı vermedik. Şimdi onun bizi cezalandırma zamanı.

Dünya giderek büyüyor ve bu nüfusu doyurmak kolay değil. Sanayi devriminden itibaren en büyük amaç insanlığın ihtiyacını karşılayabilmek. Ne doyumsuz bir varlığız ki giderek daha fazlasını istiyoruz. İşte bizi doyurmaya çalışanlar, bu amaç için doğayı hor kullandı. İşte bizi yönetenler, bu amaç için sesini çıkarmadı. İşte biz doymak isteyenler, bu amaç için fazla şikayet etmedik…

Şimdi ne mi oluyor? Dünyanın küresel sıcaklığı sanayi öncesi döneme göre (Sadece 100 yılda) tam 1ºC arttı. Uzmanlar bu ısınmanın 2ºC olması durumda geri dönüşü olmayan bir felaketle karşılaşacağımızı söylüyor.

Hortumlar, su taşkınları, kutuptaki erimeler ve her türlü doğal afetler giderek fazlalaşıyor. Ciddi bir su sıkıntısı çekiyoruz, evimizden damacana eksik olmasa da içilebilir su kaynakları bir bir tükeniyor. Orman yangınları had safhada. Sadece insanlık değil tüm beşeri canlılar bundan etkileniyorlar, yok oluyorlar. Akıllar yeni başa geliyor ancak belki de çok geç kaldık.

Peki neler yapabiliriz? Bence küresel bir farkındalık yaşamalıyız. Bunun için sevgili büyüklerimiz(!) ciddi önlemler almalı diye düşünüyorum. Tüm dünyayı düşününce salınan zararlı gazlar, denizlere boşaltılan atıklar, plastik yığınları, yanan ormanlar… hepsi moralimi bozuyor. Tek başımıza yaptığımız bir şey doğayı iyileştirebilir mi bilmiyorum ama bu uğurda yolumuz belli olsun, karınca kararınca kendi dünyamızı değiştirebiliriz.

Birçoğumuz için araba gerçekten bir lüks. Hepimiz aynı yere gidiyoruz, peki ama neden ayrı ayrı araçlarda doğaya zarar veriyoruz. Toplu taşıma özendirilmeli bunun için güzel projeler yapılmalı. Ayrıca kısa mesafelere bile araba kullanan insanlar var. Hadi biraz yürüyelim, bisiklete binelim.

Su israfını kendimiz adına en aza indirmeliyiz. Örneğin bizim evde duşa girmeden önce suyun ısınması için belli bir süre akması lazım. Bu suyu sürekli kovada toplarız, ardından ev işlerinde kullanırız. Boşa harcamaya lüksümüz yok bence.

İsraf konusuna devam edecek olursak, sadece evimizde değil kamu alanlarında da farkındalık yaratabiliriz. Çalıştığım yerde ortak kullanılan bir mutfak var ve ışığı sürekli açık. Hadi ama parasını biz vermiyoruz diye boşa harcanmasına göz mü yumalım! Hemen bir uyarı yazısı yazıp elektrik düğmelerinin altına yapıştırdım, artık daha dikkatliler.

Geri dönüşüme kazandırılması gereken ancak bunu bir türlü anlayamadığımız atıklar. Evimizde her zaman normal çöpten ayırdığımız geri dönüşüm atıklarını toplarız ve onlar için ayrılmış kutulara atarız. Ha burdan sonra amacına uygun kullanılıyor mu bilmiyorum ama biz doğru bildiğimizi yapıyoruz.  Ayrıca 1 yıldır yanımda yarım litrelik cam şişe var, sürekli suyumu onunla içiyorum. Bu süreçte bir sürü pet şişe almaktan kurtuldum mesela.

Ve son olarak, bir videoda görmüştüm diş macunları neden karton kutularda satılır? Sadece reklam ve güzel görünüm için. Ancak tek yaptığımız o kartonu yırtıp çöpe atmak. Bunun için kim bilir kaç ağaç kesiliyor tüm dünyada? Düşünürsek daha ne kadar böyle gereksiz israflarımız var. Artık bunların farkına varıp değiştirmemiz lazım.

Ancak tüm bunları değiştirmek hiç kolay değil bunu biliyorum ve üzülüyorum. İşin aslını anlamamız gerekiyor, hepimiz aynı gemideyiz. Madem bu gemi su alıyor herkes eline kova alıp işe koyulmalı, geminin en üstüne çıkınca boğulmaktan kurtulamayacaksınız. Karınca kararınca kendi dünyamızı değiştirelim, eminim arkasından milyonlar gelecektir, yani gelmeli yoksa sonumuz kötü.