Güney Afrika’nın İlk Siyahi Başkanı
Yazının
başlığındaki ismi merak ediyorsanız cevabı çok basit, Nelson Mandela. Ancak bu yazıda sizlere onun hayatını veya kuru tarih
bilgileri vermek istemiyorum. Yüzyılı aşkın bir Afrika ülkesi cumhuriyetinin
ilk siyahi başkanı nasıl oluyor da ancak 1994
yılında seçilebilir ve sömürgecilik nasıl bir ülkenin kanını emebilir bunlardan
bahsetmek istiyorum.
Her şeyin
başlangıcı 17. yüzyılda Hollanda Doğu
Hindistan Ticaret Şirketinin kurulması ve bu yolculuklar sırasında Ümit Burnu’nun bir mola yeri olarak
kullanılmasıyla başlıyor. Mürettebatın dinlenme yeri için seçilen bölgeye yerleşimler
giderek artınca bölge halkıyla sıkıntılar da başlıyor. Yerel kabilelerle Sınır Savaşları adı verilen 9 savaş
gerçekleşiyor ve Avrupalılar için bu yetmeyip üstüne bir de Hindistan ve Asya’dan
getirdikleri köleleri de coğrafyaya dahil ediyor.
Bölgenin doğal
zenginlikleri ve kıymetli madenlerin çıkması, sömürgeci devletlerin iştahını
iyice kabartıyor tabi. En baba sömürgeci devlet olan Britanya’ da bölgeye gelince, bu sefer Hollandalılar ikinci sınıf vatandaş
durumuna düşüyor. Toprakların asıl sahibi Afrikalıları düşünen kimse yok tabi ki.
Bu sefer savaşlar iki ülke arasında yapılıyor ve galibi Britanya olunca, Güney
Afrika onların sömürgesine dahil ediliyor.
(Güney Afrika Cumhuriyeti' nin önceki bayrakları)
İlerleyen
süreçte birbirlerine yakınlaşan iki sömürgeci devlet 1910 yılında İngiltere’ye
bağlı Güney Afrika Birliği Devleti’ni
kuruyor. Devletin kurallarını Birleşik
Kralllık kraliyet ailesi belirliyor ve ilk başkan olarak atadıkları isim de
L. Botha oluyor.
Ülke üzerindeki hakimiyetlerini
giderek artıran beyazlar, Afrika’ nın asıl sahiplerinin topraklarına kondukları
yetmiyormuş gibi bir de onlara karşı ayrımcılık kampanyası yürütüyorlar. Apartheid politikaları denilen bu süreç,
beyaz ve siyah ayrımına ve siyahlara karşı ırkçılığa doğru gidiyordu. Hedefleri
ise sömürmek için geldikleri Güney Afrika’da sadece beyaz ırkın yer alması.
1970’li yıllarda
başlayan siyahi devrim hareketi, 1990 yıllarda şiddetini artırmış ve ülke
çapında birçok gösteri, protesto ve Apartheid politikalarına karşı isyan
başlamıştı. İktidardaki Hollandalılar, kontrolü elde tutmak için ılımlı
politikaya geçmiş ve 27 yıldır hapiste yatan devrimin sembol isimlerinden Nelson Mandela’ yı serbest
bırakmışlardır.
Pes etmeyen Güney
Afrika’nın asıl sahipleri, sömürgecilere zamanla geri adım attırmış ve 1994
yılında gerçekleştirilen seçimlerde %62 çoğunlukla Nelson Mandela’yı başkan
yapmışlardır. Artık kendi topraklarında, kendi içlerinden biri tarafından yönetilen Afrikalılar, bu tarihle beraber özbenliklerine kavuşmuş ve şu anki Güney Afrika bayrağını da kullanmaya başlamışlardır.
Bu süreçte son yabancı
devlet başkanı olan Frederik Willem de Klerk ile Nelson
Mandela birlikte Apartheid politikalarının sona erdirilmesi konusunda attıkları
adımlar nedeniyle Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüştür.
Yüzyıllar boyu,
kendi menfaatleri için başka ülkelerin egemenliklerini elinden alan, onlara
kendilerine has bir bayrak ve bir dili bile çok gören sömürgeciliğin bir örneğidir
Güney Afrika. Bu yazı da, Güney Afrikalıların kendilerine ait topraklarını, 1994
yılına kadar yabancıların yönettiği bir tarihin hikayesidir.
Hiç yorum yok: